26 Ağustos’ta Başlayan Büyük Taarruz | Sayfa 5



Osmanlı döneminde, Bir Eylül ilkokulu karşısındaki evde ikamet eden dedemiz Mustafa Efendi; 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz ile bozguna uğrayan ve Afyon sırtlarından hizla Uşak’a çekilen ve çekilirken şehirleri,köyleri yakan Yunan Kuvvetleri;Başkomutanları Trikopis’in,Uşak yakınlarında(Göğem Köyünde)teslim alınması ile panik halinde Uşak’tan ege ovalarına kaçarken, Uşak’ı da ateşe vermiş,şehrin ¾ ü yanmış ve nasibini almış.
Tümsek halde kalan arsaya “Yanık Arsa” denilirdi.Çocukken üzerinde oynadığımız arsayı kazınca,çok boncuk vs bulurduk.
Hacı Salih dedemiz(Mustafa UNCU’nun kardeşi) Baha’nın Oteli sırasında kendine ait yanında mahalle fırını olan evde ikamet ederken Alaşehir’e göçmüştür (1919 yılında)
Uşak milis kuvvetleri direnmesine rağmen; Üstün silahlarla donatılmış ve sayıca fazla olan Yunan birlikleri karşısında geri çekilip mevzilenmişlerdir.29 Ağustos 1920’de Uşak işgal edilmiştir.
Annem(Cemile UNCU) anlatıyor;
- Halk panik halinde çatılara çıkıp gizleniyor, duvardan duvara atlayıp dinlenecek yer arıyorlardı Paşa caddesindeki 3 katlı,çini işlemeli ikamet ettiğimiz konağımızı Yunanlılar işgal ettiler ve hastane olarak kullandılar.
- Yunanlılar halkımızı sömürdüler,babanızı (Mehmet UNCU) gece gündüz demeden sürekli karakola çağırıp.”Türko! Kuzu,hindi, un, şeker surdüler. 26 Ağustos 1922’den önceki gece gizli bir karar alınarak Türk ordusunun taarruz yönü değiştirildi.Bütün gece ordu,gizli yapıldı.Sabah top arabaları üzerinde ezanlar okunup,namazlar kılınıp sonra,Başkomutan Mustafa Kemal “Büyük Taarruz” emrini verir(26 Ağustos 1922)çember altindaki Yunan ordusu,yok edilmekten korkup hizla Uşak’a doğru kaçar.

- Türk Ordusu sevinç gözyaşları ile 1 Eylül ikindi vakti Uşak’a girer. Askerlerimiz toz duman,is pas içinde,ayaklarındaki çarıklar erimiş, ayakların yarısı çiplak,kan revan içinde,uyku gözlerinden akıyor.Ama ilerliyorlar. Halkımız,ayran çorba vs uzatıyor. Ama almıyorlar, firs at ları yok, koşuyorlar. Askerler mazeretlerini şöyle açıklıyorlar.Batiyi, İzmir yönünü göstererek;
- Buraları yaktılar oralarıda yakacaklar, yetişip kurtarmalıyız.
Bu vatan; İngilizlerin merhametine sığinan Padişah Vahtettin tarafından kurtarılmadı. İngiliz muhipleri cemiyetine üye olanların, mandacılık isteyenlerin akıllarıyla da kurtarılmadı.

“Ya Istiklal Ya Ölüm!”diyen Mustafa Kemal gibi düşünen vatansever halkımız tarafından, gece gündüz uyumadan 4 yıl savaşarak,binlerce şehit vererek kurtarıldı. Yalnız vatan mı? Dilimiz,dinimiz, namusumuz,şerefimiz bütün değerlerimiz kurtarıldı.”Işgal edilmiş komşu ülkelere bakinız ve getir”dediler.Yüzlerce Uşak’lıyı Yunanistan’a ve para vs ve sessizce bu plana göre şekillendi.Çevirme hareketi süratle ve dualar yapıldıktan düşününüz, yukarıda saydığım bütün değerlerin ayaklar altında kaldığını göreceksiniz.