Yıldırım Mehmet Ağa Hikayesi | Sayfa 11



1960 yıllarında babamla birlikte eve dönüyorduk, şık giyimli bir zad
-Hayırlı akşamlar Yıldırım Mehmet UNCU,hürmetlerimi sunuyorum. Dedi.
Bu şahıs uzaklaşırken babama sordum:
- Sizin adınızın Yıldırım Mehmet olduğunu yeni öğrendim. Yalnız Mehmet olarak biliyorduk Dedim.
- Bazı arkadaşlar Yıldırım derler diye cevap verdi. “Hızlı davranan,çabuk karar veren,hesabını birden yapan,böyle kişisel özellikleri bulunan bir şahısa Yıldırım lakabı ancak bu kadar yakışabilir diye düşündüm.”
Yıllardan 1993 bir gün arkadaşım Naci Yeşilçiçek’in işyerine (Tüpgaz) gitmiştim. Yaşlı, kibar, boylu poslu bir beyefendi gūler yüz ile beni buyur etti. Naci’yi sordum.
-Yarım saat sonra gelecek,çay kahve ne içersiniz. Dedi. Sonra sordu:
-Kimlerdensiniz beyefendi? Dedi.
-Uncular’dan dedim.
- Ben zaten benzetmiştim. Mehmet Ağanın mı oğlusunuz? Dedi. Anlatmaya başladı.
- Babanızın bana çok büyük bir iyiliği oldu.Karahallı Pazarında, gıda ticareti yapan birine ait iş yerine;alacağımı tahsil etmek için uğradığım bir gün, babanız beni iş yerine çağırdı
- Anlat bakalım sık sık geliyorsun, münakaşa ediyorsun,derdin ne?
- 1940’1 yıllarda şeker fabrikasından 80kg’lık şeker çuvallarını 5-6 at arbası konvoyumla taşıyorum dükkanlara dağıtıyorum. İşleri bozulan bu şahıstan biriken nakliye bedelini ödeyemeyince bende sesimi yükseltip “Bu atlar arpa yiyor,sen borcunu ödemezsen ben mağdur kalırım” diye münakaşa ettik “Dedim.
Baban beni dinledikten sonra:
- Sen akşamüzeri git paranı tekrar iste. Dedi.
Ben o saatte gittim biriken borçlarını hemen ödediler Baban “Bana borcunuzu ne zaman gerek ödersiniz” diyerek onlara, galiba nakit yardımda bulunmuş olabilir diye düşünüyorum. Allah razı olsun Mehmet ağa’dan O’nun iyiliğini hiçbir zaman unutmam.

Babamın özelliklerini kendi gözlemlerimle ve yorumu ile noktalıyorum.